İSLAM BİLİM VE TEKNOLOJİ TARİHİ MÜZESİ
HAFTANIN YEDİ GÜNÜ
ZİYARETE AÇIKTIR
GİŞE
AÇILIŞ VE KAPANIŞ SAATİ
SABAH:09:00 AKŞAM:17:30
(Gişe Son Giriş 16:30 )
GİRİŞ ÜCRETİ: 18 TL
MÜZE KART GEÇERLİDİR
MÜZE VE ÖRENYERLERİNE GİRİŞLERDE UYGULANACAK
USUL VE ESASLAR HAKKINDA YÖNERGE İÇİN
BURAYA TIKLAYIN
İLETİŞİM/CONTACT
Adres/Address
İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi
Gülhane Parkı İçi Has Ahırlar Binası
34122, Fatih / İSTANBUL
Telefon / Telephone
+90 212 528 80 65
+90 212 513 72 14
Belgegeçer / Fax
+90 212 513 72 24
e-mail
bilimveteknolojimuz@ktb.gov.tr
İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, İstanbul'un en güzel mekanlarından olan ve ulaşımın kolay sağlandığı Gülhane Parkı içerisinde yer alan Saray Sur Duvarına bitişik Has Ahırlar Binası’nda yer almaktadır. Has Ahır (İstabl-ı amire); Osmanlı Dönemi’nde, padişahın ve yakın hizmetinde bulunan kimselerin atlarının bulunduğu ahırlara denilmiştir.
İslam Bilim Tarihçisi Prof. Dr. Fuat Sezgin tarafından hazırlanan konsept ile 24 Mayıs 2008 yılında açılan müze, Kültür ve Turizm Bakanlığı, Frankfurt Üniversitesi Arap İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü, Prof. Dr. Fuat Sezgin, Türkiye Bilimler Akademisi (TUBA) ve Türkiye Bilimsel ve Teknolojik Araştırmalar Kurumu (TÜBİTAK) arasında 16.01.2007 tarihinde imzalanan protokole göre faaliyet göstermektedir.
İslam
Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, günümüz modern biliminin gelişmesine çok
önemli katkılarda bulunan 9.yüzyıl ve 16.yüzyıl arası İslam bilim insanlarının yaratıcılık dönemlerinde yapmış olduğu icat, keşif ve çalışmaların sergilendiği 3500 m² 'yi kapsayan sergi alanı ve toplam 585 adet alet, cihaz kopyaları, maket ve model koleksiyonu ile alanında Türkiye’de ilk, Frankfurt’tan sonra dünyada ikinci örnek teşkil eden müze olması açısından önem arz etmektedir.
Müze iki kattan oluşmaktadır. Üst katta; müze ile ilgili çeşitli görsellerin izlenebildiği Sinevizyon Salonu, Astronomi, Saat Teknolojisi, Denizcilik, Savaş Teknolojisi ve Tıp Bölümü bulunmaktadır. Alt katta ise, Madenler, Fizik, Matematik-Geometri, Şehircilik ve Mimari, Optik, Kimya ve son olarak da Coğrafya ile ilgili harita ve çeşitli harita çizimlerinin sergilendiği bölüm bulunmaktadır.
Müzenin bahçe kısmında ise, üzerinde Halife el-Me’mun’un 9. Yüzyılda yaptırdığı Dünya Haritasının kopyası olan yerküre ile 22 Haziran 2013 tarihinde açılan İbn-i Sina’nın el-Kanun fi’t-Tıbb kitabının ikinci cildinde bahsedilen, tıbbi bitkilerden 26’ sının bulunduğu İbn-i Sina Botanik Bahçesi yer almaktadır.
Müze teşhir salonlarında, el-İdrisi’nin, Halife el-Me’mun’un haritasını temel alarak çizdiği Dünya Haritası’nın kopyası, Takiyeddin’in 1559 yılında yaptığı Mekanik Saati, el-Cezeri’nin (1200 yılları) Filli Su Saati ve Hacamat aleti, Ebu Said Es-Siczi’nin Planetaryum’u, Abdurrahman eş- Sufi’nin gök küresi, el-Hucendi’nin Usturlabı, 12. Yüzyılda Abdurrahman el-Hazini tarafından yapılan su ve ağırlık prensibine göre çalışan Dakika Terazisi, İbn-i Sina’nın el-Kanun fi’t Tıp Kitabı gibi daha birçok önemli bilim adamlarının çalışmaları sergilenmektedir. Bu çalışmaların büyük bir kısmı, Frankfurt’taki Johann Wolfgang Goethe Üniversitesi’ne bağlı Arap-İslam Bilimleri Tarihi Enstitüsü tarafından, yazılı kaynaklardaki tarif ve resimlere göre, çok küçük bir kısmı ise günümüze ulaşan eserlerin orijinallerine dayanılarak yaptırılmıştır.
Elli yılı aşkın bir süredir, araştırmalar yaparak hayatını İslam bilim ve teknoloji tarihini tanıtmaya adayan ve İslam Bilim ve Teknoloji Müzesi’nin kurucusu Prof. Dr. Fuat Sezgin, orijinal kaynaklar üzerinde yaptığı araştırma ve çalışmalarıyla bilim ve medeniyet tarihindeki gelişmelerin birbirinden kopuk olmadığını, aksine bir bütünlük arz ettiği görüşünü taşır.
İslam Bilim ve Teknoloji Tarihi Müzesi, bir taraftan bilimsel eserlerin estetik ve öğreticiliği, diğer yandan bıraktığı intiba ve kazandırdığı bilgi ile özel bir etkileyici güce sahip olmakla birlikte, geçmişteki İslam dünyasının bilimler tarihindeki süreci de eserleri ve belgeleriyle ortaya koyarak bugüne ve geleceğe ışık tutmaktadır. Ayrıca, bilim tarihi açısından doğu-batı ilim kültürünü birleştiren bir köprü niteliği taşıması bakımından da gelecek kuşaklar için önem teşkil etmektedir.